Steve Nash | Basketboldan Sonraki Yaşam

Bu yazı, Steve Nash'in The Players Tribune'deki yazısından çevrilmiştir. İyi okumalar.
Bu yazı, Steve Nash’in The Players Tribune’deki yazısından çevrilmiştir. İyi okumalar.

Emekli oluyorum.

Bir zamanlar, birilerinin, zamanı gelince artık oynayamayacağımızı söyleyeceğini duyardım. Yeteri kadar iyi değiliz, artık fazlalığız. Çok yavaşız, belki de. Henüz gençken, boyunuzdan büyük hayaller ve büyüyen saplantılar varken biri gelip size bunun sonsuza dek sürmeyeceğini söylüyor, bu korkutucu bir şey. Bunu asla unutmadım.

Peki ben ne yaptım? Saplantılarımla kaldım. Hedefler belirledim. Çalıştım. Hayal ettim. Planladım. Kendimi normalin ya da beklentinin ötesine zorladım. Kahramanım Isiah Thomas’a baktım ve kendim hakkında şöyle düşündüm, “Evet, onun gibi bir oyuncu olmaktan çok çok uzağım ama önümdeki 5-10 yıl içinde her gün daha iyiye gidersem, neden onun kadar iyi olamayayım?”

a2

Benim için en büyük hediye, hırsım ve çabamın yardımıyla çok sevdiğim şeyi -merdivenleri birer birer çıkarak kahramanlarımın yanına ulaşmayı- başarmak oldu. Takıntı en iyi arkadaşım haline geldi. Onunla konuştum, ona değer verdim, onunla kavga ettim ve onun tarafından kıçıma tekmeyi yedim.

İşte kariyerim boyunca en minnettar olduğum şey de bu. Bütün hayatım boyunca da bazı yönlerden öyle oldu. Elbette, çocuklarıma ve aileme oyundan daha çok değer veriyorum, ama bir yanda böyle bir arkadaşa sahip olmak beni şu an olduğum noktaya getirdi. Bana öğretmenlik yaptı, beni test etti ve kendimi eşşiz hissettiren bir görev yükledi. Çok minnettarım. Kendim ve hayatım hakkında paha biçilemez çok fazla şey öğrendim. Ve tabi ki, hâlâ da öğrenecek çok şeyim var. Bir başka inanılmaz hediye bu.

Üzerimde derinden etkisi olan ve başarılarımda payı olan bir çok insan var. Hepsinin ismini söyleyemesem de bazılarına değinmeden geçemeyeceğim.

a3

Don Nelson sayı atmam için çok ısrarcıydı. Her zaman pas atmayı istedim ama o bana gelip, “Şut atmadığın zaman kahrolası bencilin tekisin” ya da “Dominant bir oyuncuysan, hadi domine et şu oyunu!” derdi. Benim agresif olmamı istiyordu. Bu çıkışlar, kariyerimde bir dönüm noktası oldu.

Mike D’Antoni basketbolun oyun yapısını değiştirdi. Bunu söyleyebileceğiniz pek insan yoktur. Şüphesiz ki en iyi yıllarımı onunla oynarken geçirdim. Sahip olduğu bilgelik, geleneksel oyunun arkasına sığınmasına engel oldu. O, bir şampiyonluğu hak ediyor.

Suns’ta çaylakken benche yöneldiğim sırada, Danny Ainge şöyle demişti, “Alın onu!” Bir çaylak için çok büyük bir güven oyuydu.

Dirk ve benim hiç kimse olduğumuz günleri hatırlıyorum. Yemek esnasında bazen şöyle derdi, “Bizim gibi iki sarhoş bu ligde nasıl başarılı olacak?” Bir şekilde kendi yolumuzu bulduk. Dünyanın her yerinde birlikte kazandığımız o galibiyetler ve harika zamanlardan sonra benim için en çok anlam ifade eden şey, kariyerimizin ilk dönemleri boyunca çoğu gece Dallas’taki Landry Center’a gidip biraz daha HORSE ve bire bir oynamaktı. Dirk ve harika şehir Dallas şampiyonluğu kazandı ve onlar için daha mutlu olamazdım.

Michael Finley prime döneminde, Dirk ve ben Mavs’te henüz genç iken, iki kez All-Star oldu. Michael bir başka All-Star maçında oynamadı ama onun önderliğinde takımımız son sıradan Konferans Finalleri’ne geldi. Bu oyunda böyle fedakâr isimleri bulmak ne kadar zor biliyor musunuz? Gerçek bir dost ve takım arkadaşı.

a4

Henüz çocukken, Kanada Milli Takımı’nın yıldız guardı Jay Triano’ya hayranlık duyuyordum. Beni liseye kaydettirdi ve Sidney Olimpiyatları’nda benim antrenörümdü. Onun oyuna olan aşkı ve rekabetçi doğası her zaman bulaşıcı bir şeydi. Onun adına oynamanın verdiği heyecan başka yerde yoktu. Olimpiyatlarda Kanada’yı temsil etmek kariyerimdeki en iyi tecrübeydi ve bizi buralara getiren oydu.

Rick Celebrini de kariyerimde büyük bir etkiye sahipti. Fizyoterapist, iyi bir dinleyici, yardımcı, antrenör, büyük kardeş. Birinci sınıf birisi.

Alvin Gentry kötü zamanda takımımıza koçluk yaptı. coached the heck out of our teams. Yeterince değer verilmemiş kaliteli bir isim. Antrenör, arkadaş ve disiplinli olmak arasında önemli bir çizgi yakaladı. Onun adına oynamak benim için oldukça keyifliydi.

a5

Kız kardeşim inanılmaz birisidir. Bir kardeşinizde hayal edebileceğiniz tüm insanlığa ve değerlere sahiptir. Onun desteği sonsuza dek sürecek.

Erkek kardeşim ve ben her zaman, her sporda birbirimizle mücadele ettik. Büyürken harika anılarımız oldu ve her sporda kendi kahramanlarımıza benzemeye çalışıyorduk. Hiçbir zaman benim kadar iyi bir sporcu olmayacaksın ama çok yaklaşmıştın dostum.

Annem beni hiç bıkmadan destekledi. Bana cesaret verdi ve spor işinde yanlış yapamazdım. Çivi gibi zorlu birisi ve çok kez beni kurtardı. Herkesin benim gibi annesi yok ve umarım beni çantada keklik sanmaz.

Babam ise yarı profesyonel futbol oyuncusu idi. Çocukken, maçların ardından arka planda yaratıcı ve fedakâr oyunu sebebiyle alkış almıştı. Asla gelip de, “Vay be, üç gol!” demedi ve bunun yerine, “Takım arkadaşının geldiğini görmek harika bir vizyon,” ya da “Şut atmaktansa pas atacak kadar fedakâr olman, işte bu beni gururlandırır,” derdi. Bunun normal olmadığını biliyorum ve buna minnettarım.

a6

Jenny Miller on yıldan fazla bir süredir benim vakfımı yürütüyor ve bir kez bile bu uzun yolda görevimizi ya da beni yalnız bırakmadı. Bizler çocukluk arkadaşıyız ve onun harika yeteneğiyle ona olan güvenim birbiriyle uyuşuyordu.

İlkokuldaki koçlarım, Lanny ve Sheff, içimdeki oyun tutkusu ve enerjisini gördü ve beni ikna ettiler. Onlar bir şey başlattılar.

Lisedeki koçum Ian Hyde-Lay, adına oynadığım tüm koçlar kadar iyi birisiydi. Bana disiplinli olmayı, detaylara dikkat etmeyi ve hazırlığı öğretti. Lisedeyken Memphis karşısındaki maçın dördüncü çeyreğinde son 8 dakika kala kaçırdığım box out ile ilgili 20 yıl sonra da olsa bir email atması beni hayretler içinde bırakıyor. Daha sonra bu dördüncü çeyreği yeniden izlediğimde görüyorum ki o haklıymış. Detaylar.

Ken Shields, henüz 16 yaşındayken bana, Kanada Milli Takımı antrenmanına katılma şansı tanımıştı çünkü bende bir şeyler gördüğünü söylüyordu. Dört yıl sonra, Dünya Şampiyonasında ilk beşteki point guard oldum. Bunu ona borçluyum.

İlk başta bilmiyordum ama Santa Clara’daki koçum Dick Davey, bende bir şeyler olduğunu hissettiği için çok zorladığını söyledi. Beni mental olarak güçlü birisi haline getirdi. Bu sertlik, olayların üstesinden gelmeyi ve asla vazgeçmemeyi öğretti.

Bill Duffy her zaman benim menajerim oldu. Büyük kardeşim. Her zaman arkamı kolladı.

a7

Peki ya uzun elleri olan adamlar için ne demeli? Hızlı adımları olanlara? Amare Stoudemire ikisini de sahipti ve benim bir artist gibi görünmemi sağladı. Teşekkürler, uzun adam.

Bizim dönemimizde hak ettikleri o şampiyonluğu yaşayamadıkları için Phoenix Suns taraftarları her zaman acı duyacak. Evet, kötü bir şansımız vardı ama geriye dönüp baktığım zaman düşünüyorum, eğer bir fazla şut atabilseydim ya da bir top kaybı yapmasaydım veya daha iyi bir pas atabilseydim. Ama hiçbir şeyden pişman değilim. Salon hep tamamen doluydu ve yıkılıyordu. Hayatımın anlarını orada yaşadım. Teşekkürler, Phoenix.

İnsanlar bana gelip kariyerim boyunca en önemli maçın, anın ya da oyunun ne olduğunu sorduğu zaman cevap veremiyorum. Her şey birbirine karışıyor. Aklıma gelenler ise beraber oynayıp edindiğim arkadaşlar. Al Whitley, Chris Isherwood, Jason Sedlock, Drew Zurek, Rowan Barrett, Andrew Mavis, Rex Chapman, Leandro Barbosa, Raja Bell, Grant Hill ve Rob Sacre gibi isimler. Hiçbir şey bana beraber geçirdiğimiz o zamanları unutturamaz ve en çok hatırlayacağım zamanlar da bunlar olacak.

Phoenix Suns antrenman ekibi (ya da Antrenman Odası Mafyası) her zaman yanımızdaydı. Benim sahada mantıklı şekilde kalmamı sağladılar. Vay be, ne güzel zamanlarımız oldu.

a8

Lakers’a imzayı attığım zaman taraftarları ayağa kaldırıp şehri ateşlemeyi hayal etmiştim. L.A.’e gelebilmek için daha kârlı teklifleri reddettim çünkü “ateşin” içinde olmayı istedim ve NBA hikayemin son bölümünde yüksek risk ve yüksek ödül için oynamayı tercih ettim. Buradaki ikinci maçımda ayağımı kırdım ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Geçen bahar, sahalara geri döndüğüm zamandı, Staples Center’da ayakta alkışlanıyordum. Kariyerimde karanlık bir zamandı ama bu destek en iyi anılarımdan biri olacak. Ortada birçok negatiflik vardı ama L.A.’deki yaklaşık üç yıl boyunca herkes bana destek ve sevgisinden başka bir şey göstermedi. Lakerland’de birçok vardı ve organizasyon ve ekip bana olan desteğini hiç eksiltmedi.

Dünyanın her yerindeki taraftarlar yıllar boyunca bana çok değer verdiler, bu inanılmaz bir şey. Çocukken geçen günler boyunca, insanlar tarafından bu seviyede bir desteği ve sevgiyi göreceğimi hiç düşünmemiştim. Benim için büyük bir motivasyon ve ilham kaynağı oldu. Sonsuza dek teşekkürler. It’s been a huge source of motivation and inspiration.

Kız arkadaşım, Brittany, hayatımın en zor zamanlarında hiç yorulmadan benim yanımda kaldı. Verdiğim mücadeleler sırasında onu çılgına çevirdiğimi biliyorum. Onun sevgisi olmasaydı belki de daha karanlıkta olabilirdim.

a9

Büyük olasılıkla bir daha basketbol oynayamayacağım. Hem acı hem de tatlı bir tarafı var. Oyunu çok fazla özlüyorum ama diğer yandan da başka bir şeyler öğreneceğim için oldukça heyecanlıyım. Bu mektup benim kariyerimde yer olan herkesi içeriyor. Mektubun ana düşüncesinde, gelecek için bir fikri olmayan ya da bir şeyleri nası değiştireceğini bilemeyen çocuklara sesleniyorum. Kariyerime baktığım zaman, kendime engel olamıyorum fakat topu elinde olan, aşık olmuş bir çocuğu düşünün. İşte bu benim tüm hikayem boyunca yaptıklarım ve kendimi tanımlayabileceğim şeydir.

Son olarak, Lola, Bella ve Matteo, benim evrenimin merkezindesiniz. Tüm ilgim ve enerjim sizin için çocuklar.Sizin dışınızda daha heyecan verici ya da daha değerli bir şey düşünemiyorum.

Steve Nash / 21.03.2015

Yorum bırakın