LeBron Bu Ligi Nasıl Değiştirdi?

nba_lebron_logo_d1_576x324
Bu yazı, ESPN.com’da Ramona Shelburne tarafından yayınlanmıştır.

Bizler genelde tarihimizi yazıya dökerken her şeyin tamamen ortaya çıkması için bir süre bekleriz. Gerçek zamanda bölümlerin nerede birbirinden ayrıldığını söylemek zor. Ancak bazı zamanlarda gelecek referansı için yalnızca köşesi kıvrılmış bir kitap sayfasını biliyorsunuz. Geceler giderek bir hikayeye varıyor. Tüm detaylar gelecek nesiller için bir önem arz ediyor. Ocak ortasındaki maçta, LeBron James ile Kobe Bryant karşı karşıya geldiğinde sanki kendilerine özel bir All-Star maçındalarmış gibiydi.

Mevcut dönemin en iyi oyuncusu ile bir önceki dönemin en iyi oyuncusu her seferinde bire bir mücadele içine girmişti. James pota yönelirken acımasızdı ve o sezonki en yüksek sayısı olan 36 sayıyı rakip potaya bırakmıştı. Bryant ise 19 sayı kaydetmiş, yanında da asist yeteneklerini sergileyerek 17 asistle kariyer rekorunu kırmıştı.

İki oyuncu da son kez oynayacakmışçasına mücadele etti, her biri için de kariyerlerindeki en iyi oyunlardan biri oldu.

Devre arasına girmeden birkaç dakika önce James bir smacı kaçırmıştı ve bu ikili birbirine bakıp bir şeyler biliyormuş gibi gülümsedi. “Yaşlılığın seni getireceği nokta bu,”diyordu LeBron. “Oraya vardığında artık smaçları kaçırmaya başlıyorsun.”

Kobe artık 36 yaşında ve yeniden ciddi bir sakatlık dolayısıyla oynayamıyor. 30 yaşındaki LeBron ise kariyeri (normal sezon ve playofflar dahil) ve bu sezon boyunca toplamda 41,577 dakika süre aldı. Artık dizlerindeki, bileklerindeki ve sırtındaki o acılara pek karşı koyamıyor ve en iyi sezonlarının geride kaldığına dair tartışmalar ise şimdiden başlamış durumda.

Şu anda tartışmasız şekilde King James’in dönemini yaşıyoruz. Ancak onun saltanatı da sona ermek üzere. Tıpkı Kobe, Michael, Magic ve diğerlerinde de olduğu gibi oyunu domine eden yeteneklerinin zamanla azaldığını biliyor ve kaçınılmaz sonun yaklaştığının da farkında.

Onu önceki kuşaklardan ayıran şey şu, James fırsatlarını güce çevirdi ve sahanın iki yanında da ulaşabildiği noktaları genişletti.

LeBron oyuncular için güçlerini kullanabilecekleri yeni yollar üretti.

“LeBron ve ben, yapmak istedikleri hakkında muhtemelen daha çaylakken konuşmaya başlamıştık.” diyor LeBron’un uzun süredir iş ortağı olan Maverick Carter.

2010 yılında, NBA oyuncuları ve takım sahiplerinin transfer dönemine ve takımlara bakış açılarını değiştirdiği gibi Cleveland’dan Miami’ye giderek yeni bir “Big Three” formasyonunu yarattı.

2014 yılında ise, bir oyuncu için daha önce eşi benzeri görülmemiş bir koz olarak kısa dönem kontratla Cleveland’a gerid döndü ve böylece yeni bir model çizmiş oldu. Geleneksel acentalardan ve pazarlamacılardan kaçınarak yakın arkadaşlarından ve güvendiği danışmanlardan oluşan kendi iş imparatorluğunu oluşturdu. Toplumsal meselelerde sözünü esirgemedi, Trayvon Martin’i ve ırkçı yorumlarıyla gündeme gelen Clippers eski sahibi Donal Sterling’le açıkça mücadele eden NBA Başkanı Adam Silver’ı destekleyerek sembolik jestlerde bulundu. Ve oyuncuların durumunu iyileştirme amacıyla All-Star Maçı için oyunculara hafta boyu izin verilmesi amacıyla kapalı kapılar ardından çalışmalarını yürüttü.

“LeBron’un ardında bıraktığı izler parıldıyor,” diyor, ABD Milli Takımı ile iki kez Olimpiyat madalyasını kazanan James’in, o takımdaki koçu Mike Krzyzewski.

lebron2

James’in, Akron’da yer alan LRMR Pazarlama’daki (2006’da Carter ve mahalleden arkadaşları Rich Paul ve Randy Mims ile birlikte kurduğu firma) ofisi tertemiz. Her şey yerli yerinde çünkü onun isteği bu yönde. Arkasındaki yönetici stili masasında bir Batman maskesi replikası göze çarpıyor. Yan rafta ise CEO olmayı anlatan okuma listleri duruyor: “Son Adam”, 2008 krizindeki JPMorgan Chase’i ayakta tutmayı başaran Jamie Dimon’ı anlatıyor; “Operatör”, önemli bir müzisyen olan David Geffen’in bir biyografisi; ve “Büyük Başarılar”, Harvard İşletme Okulu profesörü Anita Elberse’nin eğlence hayatı süper yıldızlarını ele aldığı bir çalışma.

James bu noktada hip-hop yıldızlarını da dahil ediyor. Aynı zamanda yakın arkadaşları olan Jay Z ve Dr. Dre gibi isimler kendi müziklerini yaparken attıkları önemli adımlarla, kayıt endüstrisindeki beyaz egemenliğinden kurtularak diğer insanlara ilham veren isimler oldu. ” Onların bu noktaya evrilmelerini izlemek, kesinlikle bilinçlenmemizi sağladı. “ diyor Carter. Ancak hip-hop sektöründeki bu önemli isimlerin kişisel markalarını inşa etmek, büyümek ve bu markaları üzerinden kâr sağlamak süreçleri önemli bir örnek teşkil etse de James için durum daha çok kendi kararlarını alıp onun üzerinden gitmek olabilir.

Çok hızlı bir sürede evimin adamı olmuştum. Babası ya da büyük erkek kardeşi olan çocuklara göre daha çabuk büyümem gerekiyordu.                                                                                                                                                 LeBron James

O ve menajerleri Paul ve Mark Termini, geçen yaz LeBron’un serbest kaldığı dönem planlarını hazırlamışlardı, 2016’da başlayacak dokuz yıllık 24 milyar dolar değerindeki yeni televizyon anlaşmasının yürürlüğe girmesinden önce muhtemel bir büyük meblağ içeren kontrat bakıyorlardı ve James’in kozunu maksimum seviyede uzun süre sürdürebilmesi için opsiyonlar yaratıyorlardı. 1 Temmuz günü başlayan süreçle birlikte Paul’u arayan takımlara verilen cevap basitti: Maksimum kontrat, bir kuruş bile eksik olmayacak ve LeBron hangi takımda oynayacağına karar verdiği zaman sizi arayacağız. Ardından James kararını verdi ve Cavaliers’a imza attı. Mevcut iki yıllık sözleşmesinin ikinci yılı ise oyuncu opsiyonu içeriyor ve ortada hiçbir müzakere de olmadı.

Cleveland ile olan bu kontratı bu sezonun sonunda (ister Cavs olsun ister başka takım) ona daha yüksek bir maaş talep etme pozisyonuna sokuyor. Ancak James’e en hitap edici şey ise seçimlerinin ona sunduğu şeyler. Sezonun bitimiyle, kazansa da kaybetse de, ne takım sahibi Dan Gilbert’in ne de başka takım sahiplerinin yapabilecekleri bir şey yok. Kontrol onun elinde. “LeBron gezegendeki en iyi oyuncu,” diyor Paul. “Onun kozu, kaderi için en önemlisi ne ise o yolda kararlarını kendisinin verebiliyor olmasıdır.”

Bir açıdan 2010 yazındaki, kötü bir şekilde yönetilen “Decision” ile verilen Clevland’dan ayrılma kararı da James’in bu kendi kararlılığına dair ilk örnekti: “Yeteneklerimi Güney Sahillerine taşıyorum.” Ancak LeBron, hislerinin kökünde daha derin ve daha uzaklara gittiğini belirtiyor.

“Bunun büyük çoğunluğunun daha çocukluğumda başladığını düşünüyorum.” Annesi Gloria ile birlikte Akron’da geçirdikleri zorlu yılların etkisiyle ilgili böyle diyor LeBron. “Çok hızlı bir sürede evimin adamı olmuştum. Babası ya da büyük erkek kardeşi olan çocuklara göre daha çabuk büyümem gerekiyordu. Bu duygulardan ilkokul ve lise hayatım boyunca ayrılamadım.”

“Profesyonel olduğum zaman, geleneksel yolu takip edip bir menajer ile anlaştım ve bunun yapmanın tek sebebi gelenek böyle olduğu içindi. Ama hiç de 7 yaşımda olduğu gibi evinin adamı olarak hissedemedim kendimi. O hale geri dönmenin tel yolu da etrafımdaki insanlara güç vermekti. Bu yüzden ilk iş olarak menajerimle yolları ayırdım ve kendi firmamızı, kendi pazarlama şirketimiz LRMR’i yarattık. Güvendiğim insanlarla birlikteydim. Onlar, birlikte büyüdüğüm ve inandığım insanlardı.”

lebron3

2001 yılında 16 yaşındayken James, Sonny Vaccaro tarafından yürütülen ve Adidas sponsorluğundaki ünlü basketbol kampı ABCD’ye katılmıştı. Burada Nike ayakkabılarını giyiyordu. O yazın sonunda Nike’in All-American kampında ise Adidas ayakkabılarıyla boy göstermişti. Bunlar bile James’in kariyerindeki adımların bir göstergesi oldu. Acele etmeyin. Seçeneklerinizi arttırın. Seçiminle ilgili iyi hissedin. Nakitleri cebe atın.

Aylar boyunca Nike ya da Adidas ile anlaşmamasının öncülüğünde 2003 NBA Draftı’na katılan James, Reebok’a da fiyat belirlemesi için zaman tanımıştı ve en nihayetinde, daha bir NBA maçına bile çıkmadan önce o ve temsilcileri, Nike ile 90 milyon dolar değerinde altı yıllık bir kontrat için görüşmelerde bulunmuştu.

“Medyadan bana gelip LeBron’un kampta yaptığı şeyden dolayı kırgın olup olmadığı sordular, “ diye hatırlıyor Vaccaro. “Kırgın mıyım? Hayır. Onu takdir ettim… Çünkü O, kim olduğunu gayet iyi biliyor.”

2006 senesinde, milyarder yatırımcı Warren Buffet, Omaha, Nebraska’daki geleneksel Berkshire Hathaway zirvesinde yatırımcılara özel olarak gösterime sunulacak bir videoda yer alması için James’i davet etti. Kısa dönemli bir karşılığı yoktu bunun. Bir H-O-R-S-E oyununda Buffet’ın kazanmasına izin vermeliydi ve video başka hiçbir yerde yayınlanmadı. Bu uzun bir oyundu. James şansını iyi değerlendirdi.

“LeBron’un daha küçüklüğünden bu yana bir milyarder olma arzusu taşıdığını biliyorum” diyor James’in ekonomi danışmanı Paul Watcher. “Ancak onun tutkusu bundan çok daha geniş. Onun arzusu dünyayı gerçekten anlayabilmek ve kaydadeğer bir insan olabilmek.”

1990 yılı Senato seçimlerinde North Carolina’dan Jesse Helms’e karşı yarışan Demokrat adayı Harvey Grantt’in yanında destek olması için Michael Jordan’dan yardım istenmişti, ancak Jordan şu ünlü sözleriyle geri çekilmişti, “Cumhuriyetçiler de sneakers alabilir.” Jordan bir oyuncu ve iş adamı olarak yarattıklarını dikkatlice koruma eğilimde olsa da James toplumsal meselelerden kendini alıkoymacak gibi görünüyor.

2012’de, James, kendisi ve Miami’deki takım arkadaşlarıyla birlikte kapüşonları giyip sessizce başlarını eğerek Trayvon Martin için destek çağrısında bulunmak üzere bir takım fotoğrafı organizasyonu düzenledi. James bu fotoğrafı, #WeWantJustice (Adalet İstiyoruz) hashtagi ile kişisel Twitter hesabına yükledi. Böylece, zamanında Jackie Robinson ve Muhammad Ali gibi sporcuların da maruz kaldığı ırkçı söylemler ve eylemlere karşı bir duruş ortaya koydu. Geçen yıl, TMZ’nin yayınladığı bir ses kaydında Donald Sterling’in eski kız arkadaşından siyahi arkadaşlarını Clippers maçlarına getirmeme talebi yer alıyordu. James ise bu olaya hızlıca karşı koydu. Heat’in medya ilişkileri ekibini ya da şirketten danışmalarını dikkate almadan basit ve açık bir şekilde şunları dile getirdi, “Bu ligte Donald Sterling gibilerine yer yok. “

İnsanlar Michael Jordan’ın fikirlerine bakmadı. Ancak LeBron’un fikirlerine dikkat ediyorlar. Mevcut kültürümüz bu. Halka seslerini ulaştırabilen ve konuştuklarıyla kararlarda önemli etkilerde bulunabilen insanların olmasını   bekliyoruz.

Juliet E.K. Walker, Teksas Üniversiyesi profesörü

Ve onun açıklaması, Sterling tartışmalarında ve devam eden süreçte ana güçlerden oldu, uzun süredir Clippers’ın sahibi olan Sterling’in de NBA’den sürgün edilmesini kaçınılmaz kaldı.

James ayrıca Ferguson, Missouri’de öldürülen Michael Brown’ın ve Staten Island polis memuru tarafından boğularak katledilen Eric Garner’ın ardından sözlerini söyledi ve bu sezon başında maç öncesi ısınmalara “I Can’t Breathe” (Nefes Alamıyorum) tişörtleriyle çıkan birçok NBA oyuncusundan biriydi.

Carter, James ve takımının olan bitenlerle alakalı sorumluluk bilincini taşıdığını ve genç siyahi adamların sesi olarak yer aldıklarını söylüyor. Ki bu da en başından beri onların konuştuğu bir şey. Medya utangacı Carter, röportajlarda yaşananları gayet iyi biliyor, bunu da bir örnekle açıklıyor. “Basında olmayı sevmiyorum.” diyor. “Ancak bazı zamanlar buna gerek oluyor çünkü bunu her seferinde genç insanlar için yapıyorum – siyahi ve beyaz, tüm Afro-Amerikan gençleri düşünüyorum, çünkü yaşadığım tecrübelerim farkındayım.”

Ve Texas Üniversitesi’nde entellektüel siyahi tarihi profesörü Juliet E.K. Walker da James’in farkındalığının önemli olduğunun altını çiziyor. “İnsanlar Michael Jordan’ın fikirlerine bakmadı.” diyor. “Ancak LeBron’un fikirlerine dikkat ediyorlar. Mevcut kültürümüz bu. Halka seslerini ulaştırabilen ve konuştuklarıyla kararlarda önemli etkilerde bulunabilen insanların olmasını bekliyoruz.”

James kariyeri boyunca neredeyse yarım milyon dolar para kazandı. CEO’lara konuştuğu zaman tam bir iş adamı gibi davranıyor. Pozisyonu — oyunun en iyisi ve en etkili halk figürü — ve istekliliği ile kozunu yaratıyor. Sporcu aktivizmi içinde ortaya koyduğu yeni bir form var. “Annelik yapmaktan çok bunu yapmasını yeğlerim” diyor James ile uzun dönem iş ilişkilerinde bulunan ve aynı zaman dostu olan McDonald’s eski CEO’su Don Thompson. “Umarım beni ya da McDonald’s’ı zor durumda bırakmaz, ancak LeBron’dan beklentim, ayağa kalkıp onun için önemli olan değerler ve şeyler hakkında konuşmasıdır.”

lebron4

Bir kez daha All-Star Haftasonu’nu geldi çattı ve James’in Cavs’i ise inişli çıkışlı performansını sürdürüyor. Lig ve oyuncular için kilit bir soru, onun, diğerlerinin kopyalayabileceği türden bir plan sunup sunmayacak olmasıdır. Eğer James bir istisna ise, o yaşlandığı vakit de oyun büyük oranda aynı kalacaktır. Eğer diğer süper yıldızları da sahayı kendi gördüğü tarzda görmeye ikna edebilirse, o zaman ortada sistemli bir şey mümkün olabilir.

Menfaatler daha yükseklerde. 2006’da James; Chris Bosh, Dwyane Wade ve Carmelo Anthony’e bir çağrıda bulundu, çaylak kontratları bitiminde üç yıllık yeni kontrat yaparak aynı yıl (2010) hep birlikte serbest kalmak istedi ve güçlerini bir havuzda toplamayı amaçladı. Anthony bunu reddetse de hepimiz biliyoruz ki Bosh ve Wade buna evet dedi ve takım sahiplerinin de aynı şeyin tekrar yaşanmasını önlemek adına 2011’de ortaya çıkan lokavtı da biliyoruz.

Eğer James’in Cleveland’a dönüşü faydalı olmaksa, finansal ya da kupalar anlamında veya her iki anlamda da kontrolün elinde bulunduğu göstererek diğer elit oyuncuların da benzer pazarlıklar içinde yer almasına ilham veriyor olabilir. Krzyzewski de ABD Milli Takımı kadrosunda yükselen yeni bilincin farkında. “Bu bir evrim gibi” diyor. “Çocuklar iyi tavsiyeler alıyorlar… Gerçek bir iş adamı nasıl olunur öğreniyorlar. En iyi pratikleri birbirlerinden kazanıyorlar.”

Herkes LeBron değil elbette. Lig çevresinde oyunculara elinde bir koz olmasının değerini göstererek bir örnek teşkil etmiş olabilir; ancak onun hamleleri, eşşiz yeteneğiyle ve pazardaki takımlar için de neredeyse emsalsiz şekilde sigortalanmış. Diğerleri yani daha az yetenekli, daha az pazar payına sahip oyuncular için onun ayak izlerini takip etmek zordur.

Çocuklar iyi tavsiyeler alıyorlar… Gerçek bir iş adamı nasıl olunur öğreniyorlar. En iyi pratikleri birbirlerinden kazanıyorlar.”

ABD Milli Takımı koçu Mike Krzyzewski

Şu ana dek çok az isim farklıydı. Geçen yaz, Detroit pivotu Greg Monroe takımından gelen uzun süreli kontrat teklifini reddederek 2015 Temmuz’unda sınırsız serbest oyuncu olmayı tercih etti. Detroit’te kayıp giden dört yılın ardından, Monroe ve menajeri David Falk, riske girerek bir yıl için 5.5 milyon dolarlık qualifying kontrat ile devam etti. Phoenix Suns guardı Eric Bledsoe da aynı şeye hazırlandı. Paul ve Termini tarafından temsil edilen Bledsoe’nun Suns’a teklifi, eğer kendisine önerilen dört yıl, 48 milyon dolar değerindeki kontratı arttırmazlarsa bir yıllık 3.7 milyon dolar değerindeki qualifying kontrata imza atacağı yönündeydi. Görüşmeler gergindi ve Eylül ayına dek devam etti. Suns bu sefer teklifini arttırıp Bledsoe’ya beş yıl için 70 milyon dolar değerindeki kontratı önerdi ve anlaşmaya varıldı.

Diğerleri ise daha tedbirliydi. Golden State Warriors guardı Klay Thompson, bu yaz sınırlı serbest oyuncu olmak yerine takımla uzatmayı seçmesinden önce ESPN’den J.A. Adande’ye, şunları söylemişti: “Tüm bunlar gerçekten çok cezbedici. Ama şu anda kendimi güvende hissetmeyi tercih ederim.”

Oyuncuların kariyerleri kısadır ve sakatlık riski ise fazladır. Garanti para ve güvenlikten vazgeçmeleri zordur. NBA eski All-Star’ı Grant Hill de tereddütleri anlıyor. 1990’ların ortasında Hill, Pistosn formasıyla yükselen genç bir yıldızdı ve James’e benzer şekilde saha dışında kendi firmasını yaratmak ve anlaşma görüşmelerini yürütmek gibi planlarla uğraşıyordu. “Detroit’te bir ofisim ve çalışanlarım vardı,” diyor. “Başımızın çaresine bakıyorduk, masa başında ilişkilerimizi kontrol ediyorduk.” O dönem bir avukatı, Lon Babby’i (şu an Suns’ın başkanı) kontratlarını yapması için işe almıştı ve saatlik olarak ona ödeme yapıyordu. Ancak Hill 2000 yılında ayak bileğinden yaşadığı sakatlıkla işinden koptu. “Ayak bileğimden yaşadığım çilenin öncesiydi,” diyor, “her şey çok iyiydi.” Bu çilenin ardından, hiçbir şey artık eskisi gibi değildi. Orlando Magic’le dört yıllık kontratı boyunca yalnızca 57 maçta formayı giyebildi ve 2003-04 sezonunun tamamını kaçırdı. Her şeye rağmen, istediği gibi olmasa da iyi bir kariyere sahip. Hill, Jordan ve Kobe arasında bir köprü olmak yerine, MJ ile Kobe arasındaki 15 yılın ve Kobe ile LeBron arasındaki altı yılın sebebi oldu.

Klay Thompson ve onun gibi genç iş arkadaşları, NBA’in ESPN ve TNT ile yaptığı 24 milyar dolarlık yeni anlaşmanın etkisiyle daha yüksek maaş sınırının muhtemel olduğunu görebiliyor. Onlar tıpkı James gibi bekleyip seçeneklerinin artması eğilimdeler. Her Eric Bledsoe ya da Greg Monroe için fazladan 20 Klay Thompson var. Garanti para mümkün olduğunda ve Hill’in yaşadığı sakatlık benzeri riskler hep mevcut oldukça pek çok kişi nehrin sonuna kadar ulaşamıyor.

Kısmen de olsa James gibi bel bağlayacakları yetenekleri ve akla yatkın elit isimler için bile onun gibi güvenebilecekleri istatistikleri yok. 26 yaşındaki Kevin Durant ise Kral James’i tahtından etmeye hazır. Bunun için de notlar alıyor. “Kobe’yi, LeBron’u ve Carmelo’yu izliyorum” diyor Durant. “Bazı şeyler görüyorum ve neden o kararları aldıklarını anlamaya çalışıyorum.” Ancak dersler zaman alır. Durant, 2010’da çaylak sözleşmesinin bitmesinin ardından beş yıllık yeni bir kontrata imza atmıştı. “Açıkçası, kendiniz için en iyi seçenekleri istediğiniz bir anlaşmaya imza attığınız zaman, kolayca uyum sağlayabiliyorsunuz.” diyor. “ Sonuçta, Oklahoma şehrini çok sevdim, öyle ki kendimi onlara adamayı ve takımı düşündüğümü göstermek istedim.”
Durant, yeni sözleşmesini tam da LeBron’un Cleveland’dan ayrılıp Wade ve Bosh ile Miami’de birlik olduğu yıl imzaladı. O zamanlar, Durant’ın sadakatinden ve karakterinden övgüyle bahsedilirken, LeBron bencillikle suçlanıyordu. James kariyerinde bir değişikliğe gitmişti. Durant geleneksel NBA ekonomisinin kurallarına göre oynamıştı. Ancak 2012’de takım arkadaşı James Harden’ın takaslanmasıyla eline biraz da olsa koz geçmişti ve üç yıl sonra hâlâ ilk kupasını kazanmak için çabalıyor. ” Dürüst olmak gerekirse, bilemedim. O zaman daha 21 yaşındaydım” diyor Durant.

lebron5

Takım sahipleri ve oyuncular birliğinin yeni toplu iş sözleşmesi görüşmeleri (oyuncular mevcut TİŞ’leri 2017’de sonlandırabilir) kapalı kapılar ardında devam ediyor. James ve NBPA (Oyuncula Birliği) başkanı Chris Paul birlikteliği, daha esnek kontrat yapıları ve ligin kâr payından daha büyük parça için mücadele veriyor. Bu birliktelikle oyuncuların üretimlerinin ve varlıklarıyla değerinin farkındalığı için emin olmak istiyorlar. Onların önemli rakamlardan bahsetmeleirni bekleyebilirsiniz, tıpkı Jon Carroll Üniversitesi ekonomi profesörü Leroy Brook’un yaptığı araştırmayla James’in Kuzeydoğu Ohio’a 2014-15 sezonunda ekonomik etkisinin 250-520 milyon dolar aralığında olduğunu tahmin etmesi gibi. Bu jenerasyonun en çok kazanan oyuncuları olacaklar ama önceki dönemlere göre daha az kazançları azalmış olacak (LeBron bir sezonda 20.6 milyon dolardan fazla hiç alamazken, Michael Jordan 1997-98’de 33 milyon dolar ve Kobe 2013-14’te 30.3 milyon dolar kazandı.) Ve şöyle bir gerçek var ki, en son Forbes dergisi değerlendirmelerine göre, son dört yılın iki katı şekilde takımların değerini arttırmış olacaklar.

Ekim ayında ligin yeni televizyon anlaşmasıyla birlikte, ağırlığını ortaya koyan ilk oyuncu James olmuştu. Cleveland’da basın mensuplarına, artık takımların milyarca dolara satılmasının ardından takım sahiplerinin gelecek TİŞ görüşmelerinde ağlamaları için ortada hiçbir sebep yok dedi ve oyuncular ile takım sahiplerinin beklenenden daha erken bir sürede yeni anlaşma için pazarlıklara başlaması önerisinde bulundu.

En başından beri James, birlik olursak harika işler başarabiliriz, cesurca eleştirip anlaşmalara karşı gelebiliriz düşüncesiyle kendini bir kolektifin, bir takımın parçası olarak gördü. İşte bu da o ve arkadaşlarının Akron’da kurdukları LRMR’nin hikayesi ve aynı şekilde geçen yaz Cleveland’a geri dönüşünün de hikayesi.

“İnsanlar benim en kötü kararları verdiğimi düşünüp durdu,” diyor LeBron, kendisi ve Carter’ın yapımcılığını üstlendiği televizyon programı “Survivor’s Remorse”un galasında. “Neden her şeyi daha koleji bitirememiş bu üç adama verdim? Spor pazarlamasının ne olduğu hakkında hiçbir eğitimleri yok, profesyonelliğin ne anlama geldiğini bilmiyorlardı. Para kazanmak ya da bir firma yaratmak hakkında bir bilgileri yoktu. Dördümüz de bir şeyi olmayan insanlardık. Ancak ben daima bu adamlara inandım. Biz tüm bunları bir motivasyon olarak kullandık ve bugün bu duruma geldik.”

Zamirlere dikkat edin: “Biz.” Biz.”

Nihayetinde, James’in NBA’de yarattığı gücün değeri, onun gibi süper yıldızların gelip LeBron James stratejisinin “onlara” ait bir şey olduğu kararlılığıyla belirlenecektir.

Eğer böyle yaparlarsa, işlerin nereye varacağını kim bilebilir? James’in de söylediği gibi, “Ben, gücü olup da kendi ismini öne çıkartan türde bir insan değilim.”

Yorum bırakın